Ey oruç mevsiminin insanları!

Önce Recep
Ve sonra Şa’ban muştular
Ramazan’ı.
Güneş batar ve
bir ince hilal beliriverir batı ufkunda.
Vakti idrak edenlerin dilinde
Bir dua tüllenir:
Ey vaktin sahibi!
Eriştirdin bizi Ramazan’a.
Hamdolsun…
Şehrullaha eriştirdin
Hamdolsun…

Bir mevsim gibi gelir Ramazan…

Bedenleri kaplayan dinginliğiyle
bir bahar gibi,
başakları olgunlaştıran hararetiyle
bir yaz gibi gelir…
ve bir kış gibi…
zemheri bir soğukluk girer
insanla istekleri arasına
beyaz yüzüyle ölüm
nasıl keserse öyle keser lezzetleri.

Bir mevsim gibi kuşatır Ramazan…

Oruç,
nefesiyle sarıp sarmalar düşünceleri
hayalleri,
bütün köleliklerini aşikar eder insanın
görünür kılar bütün bağlılıklarını
bağımlılıklarını.
Ve bir özgürlük imkanı sunar
dudakları mühürlü
dili bağlı olanlara…
Ey oruç ikliminin insanları!
Ey yüzlerinde oruç ikliminden izler taşıyanlar!
Gelin ve kırın bütün zincirleri!
Erişin teklik burcunda kulluğun hazzına
ve ahdinizi bir kez daha yineleyin:
“İyyake ne’budu ve iyyake neste’în”

Kadir gecesiyle
vedaya durduğunda Ramazan,
Bayrama
arınmış çıkmayana
Veyl olsun!
Günahlarından
Kirlerinden arınmayanlara
Veyl olsun!
Ramazana erişip
bağışlanmayana
Veyl olsun!