Bunun keçilere zararı var mı?

Her bir kesin
hayatı için ehemm bulduğu hususlar vardır.
O şeye sahip olmayı önemser.
Onu kaybetmekten korkar.
En mühim varlığı odur.
Ve hayatının merkezine almıştır onu.

Hani keçilerini satmak için ilk defa şehre gelen müslüman olmayan bir köylüden bahsedilir ya…
Hoparlörden kuvvetli bir şekilde ezan okununca, keçileri ürkmüş. Bunun üzerine sormuş çevresindekilere
‘Nedir bu?’ diye.
‘Ezan’ olduğunu söylemişler. Neden okunduğunu anlatmışlar…
Anlamamış anlatılanları ama biraz da telaşla,
‘Bizim keçilere zararı var mı, demiş bunun?’
‘Yok’, demişler.
‘O zaman istediği kadar yüksek sesle okunabilir’, demiş…

Hayatımızda sürekli yenilikler olur.
Yeni yeni durumlarla karşılaşırız daha önce karşılaşmadığımız.
Ürken yanlarımız olabilir.
Ama temel sorumuz bunların, hayatımızın merkezine koyduğumuz, bizim için önemli olan hususlara zarar verip vermediği olur.
Çünkü köylü için ilk defa duyduğu ve keçilerini ürküten yüksek sesin, keçilere zararının olup olmaması mühimdir.
Köylünün keçileri gibi, bizim de hayatımızda titizlikle korumaya çalışacağımız, hayatımızı onun etrafında döndürebileceğimiz nelerimiz var?
Bizim keçilerimiz neler?

Bu her kes için değişebilir elbette.
Ama bir mü’min için, Allah’ın rızadır bu.
Onu koymak durumundadır merkezine hayatının.
Ona zarar gelmesin için, titizce davranır.
O yüzden müthiş bir duadır:
Allah razı olsun, duası.
Zaten O razı olduktan sonra,
bir kıymeti yok gayrının.