Dön Cancağızım!

Cancağızım!
Bir şeye dönüp bakıyorsa birisi,
ya orda kalmıştır bir yanı
/ya da onda kalmış
ordan bir yan vardır.


Sevdiğim, dönüp baktığım beyitlerden…

Ânı hoş tut garibindir efendim işte biz gittik.
Gönül derler ser-î kûyunda bir divânemiz kaldı.
Hayâlî

Mecnûn ile bir mekteb-i aşk içre okuduk
Ben Mushafı hatmettim, o vel-Leyli’de kaldı.
Fuzûlî

Vehbiyâ mestiz ezelî biz severiz her güzeli
Anda görüp Lem Yezel’i ismini cânân okuruz
Vehbî

Girdâb-ı şuur içre ser-geştedir âkiller.
Âzâdeliğin zevki dîvânede kalmıştır.
Esrâr Dede

Âşıkın farkı, bazan çıkar iklim-i aşktan
Amma sabit kademdir mecnûn herdem orada.
M. Edip Beki

Yurdunu terk etmişti Mecnun, çölü de terk etsin.
Söyleyin, görme hevesinde ise Leyla’yı da terk etsin.

Ey derviş! Burada, olgunluğa erişince elde edilir erek
Sen dünyayı terk etmişsin bir tek, öte dünyayı da terk et.
Muhammed İkbâl

Sakın sen kûy-ı cânânı uzakdur sanma ey Mecnûn
Seher yola giren âşık gece Leylâ’da akşamlar
Belîğ

Ehl-i temkînem beni benzetme ey gül bülbüle
Derde yoh sabrı ânun her lâhza bin feryâdı var.
Fuzûlî

Yâ Rab belâ-yı aşk ile kıl âşîna beni.
Bir dem belâ-yı aşktan etme cüdâ beni.
Fuzûlî

Tarîk-i aşkda âkil re’îs lâzımdır
Hep ittifâk ile Mecnûn’u ihtiyâr ederiz.
Sâbit

Belâ dildendir ol dildâr elinden dâdımız yokdur.
Gönüldendir şikâyet kimseden feryâdımız yokdur.
Nev’î

Sür çıkar ağyârı dilden tâ tecellî ede Hak.
Pâdişâh konmaz sarâya hâne ma’mûr olmadan.
Şemseddîn-i Sivasî

Ben ol hayrân-ı aşkım ki yitirdim akl u idrâki
Ne âlemden haberdaram ve kendimden hayâlim var.
Taşlıcalı Yahyâ